Alkolizm ya da alkol bağımlılığı, tekrar eden sık alkol tüketimi ile birlikte, alkol tüketimini durdurma veya kontrol etme yeteneğinin bozulmasıyla karakterize, alkol alınamadığında da agresif duygusal durumun ortaya çıkmasıyla ilişkili bir durumdur.
Alkolik kişiler suç işlenmesi, iş hayatında anormallikler, trafik kazaları, aile şiddeti gibi toplumsal sorunların başrolünde yer alabilir. Diğer bir taraftan, alkolizm nedir sorusunun kimyevi cevabı ise etil alkol bağımlılığını ifade eder. Erken yaşta bağımlılıkla mücadele eden gençler çoğunlukla 20-40 yaş arası bu beyin hastalığına yenik düşebilir. Ayrıca, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde erkeklerin alkol bağımlılığının kadınlara göre daha fazla olduğu istatistiki veriler arasındadır.
Alkolizm belirtileri incelendiğinde fiziksel, psikolojik ve toplumsal semptomları olduğu gözlemlenir. Alkol bağımlılığı belirtileri arasında kişiyi başka hastalıklarla mücadele etmeye neden olabilecek fiziksel belirtiler teşhisinin de koyulmasına yardımcı olur. Ayrıca, alkol bağımlılığı nasıl anlaşılır sorusuna cevap veren fiziksel semptomlar tedavinin de doğru uygulanmasını destekler.
Tüm bu bilgiler ışığında, fiziksel değişiklere bağlı alkolik belirtileri aşağıdaki gibi listelenebilir:
Tüketilen içkinin vücutta kan basıncını arttırması ve damarları genişletmesi ısı değişiminin hızlı reaksiyon vermesine neden olur. Damarların yüzeye yakın bir konuma gelmesi ile vücut ısısının toleransı düşer ve hiportermi yaşanır.
Başta beyincik ve merkezi sinir sistemine zarar veren içki, beyin koordinasyonunu bozar ve motor becerilerine direktif veren beyin kısmına hasar verebilir. Bu durumda, titreme reaksiyonunu kişide artabilir.
Etanolün karaciğerde dönüşen metabolitleri vücutta birikerek bağırsak sağlığını ve kan parametrelerini bozabilir. Böylece, hücrelerin yıkımına yol açan bu durum kişide oksidatif stres, kortizon üretiminde aşırı artış ve mutluluk hormonunun düşmesi gibi problemler yaratabilir. Depresyon semptomları gösteren bu kişilerde ruhsal hastalıklara açık hale gelir.
Alkol tedavisinde kişinin tiksinti yaşamasını sağlayan ve hayat kalitesini ciddi şekilde düşüren kusma refleksi süreci değiştirebilir. Etanol genel anlamda, mide mukozasını tahribata uğrattığı için mide asidi üretimini yükseltir ve midenin etanolü atmasını geciktirir. Toksini atma için mide ise kusma, bulantı, ağrı gibi semptomlar gösterir. Ayrıca, farklı aroma ve tatta yer alan içkiler duyusal olarak koku merkezini de etkileyerek kusma refleksini oluşturabilir.
Damarlarda birim kareden geçen kan hacminin artması kalpten daha fazla kan pompalanmasına neden olur. Kan basıncı yükselir, küçük ve büyük tansiyon yukarı yönlü artar.
Alkol bağımlılığı kriterleri ile paralellik gösteren vücut hasarları kişinin yaşlanmasına sebep olur. Vücudun yaşlanması, hücrelerin hasar görmesi, hücre yenilenme hızının yavaşlanması, cilt hücrelerinin çoğalamaması gibi birçok fonksiyona bağlıdır. Alkolizm testi yapıldığında bağımlı kişilerin yaşı kemik yaşından çok daha fazla çıktığı gözlemlenir. Ayrıca, vücudun oksidatif strese yenik düşmesi kanserleşme riskini de oluşturur.
Beynin merkezi sinir sistemi ve amigdalaya zarar veren kimyasal madde hafıza, algılama, refleks, öğrenme ve tepki mekanizmalarının dengesini bozar. Bununla birlikte, gelecekte kişinin panik atak, paranoya, Alzheimer, Parkinson, migren, düşük bağışıklık, pankreas iltihabı ve cinsel performans düşüklüğü gibi rahatsızlıklara yakalanma riskini arttırır. Diğer bir yönden, organ düzeyinde işleyişe zarar vererek başta siroz gibi karaciğer hastalıklarıyla mücadele edilmesine neden olur. Hormon, vücut sıvıları ve hormon benzeri maddeleri negatif etkilemesi bazı ölümcül hastalıkları da gündeme getirebilir.
Alkolizm tedavisinde kişinin öncelikle kişinin alkol tesirindeyken yaşadıkları olumsuzluklardan kurtulma fikrine sahip olması gerekir. Psikolojik olarak destek almak adına alkolden kurtulanların yer aldığı gruplara katılabilir ve en doğru yolla bir uzmana danışabilir. Alkol bağımlılığı ve tedavisinde uzman eşliğinde uygulanan psikoterapi, biorezonans ve ilaç tedavisi alternatif seçenekleri oluşturur.
Alkol bağımlılığı tedavi sürecinde kişinin içki tüketme dürtüsünün bertaraf edilmesi önemlidir. Bu açıdan, pratikte bazı yöntemleri kişi uygulayabilir, bu yöntemler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Alkol bağımlılığı testinde kişinin başlama nedenleri keşfedilir, bu sayede problemin çözüm yolu çok yönlü desteklenebilir. Alkol bağımlılığı tedavisinde bazı aşamalar takip edilebilir, bu aşamalar aşağıdaki gibi listelenebilir:
Birey bağımlı olduğunun farkında olmayabilir, durumu normalleştirmiş olabilir ya da iyileşeceğine inanmıyor olabilir. Aile ve yakın çevre bu noktada pozitif bir dil kullanarak bireyi ikna edebilir, her şeyi anlattıktan sonra sorumluluğu kişiye bırakması uygun olur. Baskı ve ödül mekanizması çok iyi ayarlanması gerekirken sınırın aşılmamasına özen gösterilmelidir.
Akut belirtiler kişinin içkiden uzaklaştığı anda azalmaya başlar, ancak kronik alkolizm nedir sorusunun cevabı daha karmaşıktır. İlaç ve psikolojik tedaviler aynı da yürütülmesi gerekirken tedavinin en az 1 yıllık süreci kapsadığı unutulmamalıdır.
Kişi kendine güvenmelidir, kişisel gelişimini değiştirip toplulukla hareket etmesi sürece katkı sağlar.
Psikoterapi, ilaç kullanımı ve biorezonans gibi yöntemlerle tedavi tamamlandıktan sonra kişi sürekli kendini test etmelidir. Beynine güvenerek davranış ve alışkanlıklarını gözden geçirmesi tedavinin kalıcılığını destekler.
Alkol bağımlılığı nedir sorusu ile eşdeğer cevap verilerek 'bir beyin hastalığıdır' denilebilir.
Psikolojik bazı terapiler, kişinin iradesi ve bazı ilaçlar alkole karşı isteği azaltabilir.
Akut ya da kronik alkolizm belirtilerini gösteriyor ya da gün içerisinde en az 1-2 kadeh ya da şişe içki içmek istiyor ise alkol bağımlılığından söz edilebilir.
Alkol bağımlılığı için bir zaman dilimi verilemez, kişiden kişiye bu süreç değişebilir. Eğer, kişi ve yakın çevresi alkole karşı bir zaafının olduğunu
Alkol tüketiminin özellikle beyin ve karaciğere zararları geriye dönüşümsüz olabilir.
Yapılan uluslararası çalışmalarda, genetik yatkınlığına dair veriler de elde edilmiştir.
Etanolün vücuttan atılma oranı alınan içki miktarına göre 48 ile 72 saat arasında değişkenlik gösterir.
Kanda yarım ömrünü tamamlayan etanolün vücutta etkileri mininize olmaya başlar.
REHBERLİK SERVİSİ